3 Ağustos 2014 Pazar

SİZ HİÇ KUSANA KADAR AYNI ŞARKIYI DİNLER MİSİNİZ?



Siz hiç kusana kadar aynı şarkıyı dinler misiniz? Kusana kadar aynı kitap okur musunuz? Kusana kadar aynı resme bakar mısınız? Bunlardan sadece bugün bir tanesini yaptım ben ve kusana kadar aynı şarkıyı dinledim. Asıl kusmak istediğim beynimdeki odalar dolusu düşünceden kurtulmaktı. Ama ne yaparsam yapayım kusamıyordum. Bir insan düşündüklerinden kurtula bilir mi? Güçlüyüm ben dedikten sonra güçsüzleşebilir mi? Yaşıyorum ben dedikten sonra hayatın o yaşam yolların da kaybola bilir mi? Kayboldum iste.
Neden bir insan samimiyetin ardına bin hikâye gizler? Samimiysen ve bunu insanlara anlatmak için neden çaba sarf edersin? Neden yanlış anlarlar yazdığın cümlelerini, konuşmalarını,susuşlarını?Bilmiyorum.

Ey benim cümlelerimle beni dinleyenler!

Yukarıdaki soruların hiç birinin cevabını ben bilmiyorum ve yazdığım cümlelerde de sakın aramayın.

Ben şu an evimin penceresinin hemen kenarındaki mor koltuğa oturup kendi iklimimin yağmurlarını izliyorum. Oysaki hava günlük güneşlik. Yağmurun her damlası yüzümde çizikler oluşturuyor. Beni camda öylece gören ağladığımı sanıyor ama ağlamıyorum. Sadece yağmur kaçan gözlerimi oyalıyorum. Parmaklarımın arasında öylece duran sigara mı hatırlayıp dudaklarıma götürüp en derinden ta içime nefesler çekiyorum. Ve yine midemi bulandıran şarkıyı dinliyorum. Bu sıralar her şey midemi bulandırıyor ama Rahmi'nin içi hamile değil. Beynimin içi hamile ve bir türlü doğuramamanın acısını çekiyorum. Beynimi tutuyor, kulaklarımı tutuyor, gözlerimi tutuyor, dilimi tutuyor susuyorum.
Suskunluklarımla kendime bir hapishane yaptım ve orada çığlık çığlığa bağırıyorum. Siz hiç duyamıyorsunuz? Çünkü hapishanemin ne kapısı var nede penceresi. Aslında çok uğraştım küçücükte olsa bir pencere açmaya ama başaramadım.

Bazen sessizce sizin pencerelerinize bakmaya geliyorum Nasıl da güzeller renk renk çiçekler koymuşsunuz ve güneşe uzanan dalları var. Bana da söyler misiniz? Bunu nasıl başarabiliyorsunuz? Benim ellerimde sadece hazan yaprakları ve onlar da sararıp soldu ve de dağılmak üzereler.
Korkuyorum.

 Anladım ki çok mutluluk yaramıyor bana ve mutluluğun içindeki hüzünleri yakalayıp en soluma oturtuyorum. Bazen neden böyleyim diyorum? Aslında cevapları biliyorum ama sustuğum için konuşamıyorum

Herkese umut cümleleri fısıldarken, kendime ait umut cümlelerini de fısıldadığımı unutuyorum. Herkesin omuzlarına kollarım uzanırken, kendi omzumu bulamıyorum.

Yine paketten bir sigara daha alıp dudaklarıma yerleştirir yakıyorum. Yine dumanını ta içime çekiyor ve midemi bulandıran müziği sonuna kadar acıyorum.
Elif

3 yorum:

  1. mucizeler dükkanı gibidir insanın içi.orada aradığı cevapları çokça bulamaz ya asla da vazgeçmez kendiyle konuşmalarına.kristallerde değil ışıktadır sır,sevgiyle

    YanıtlaSil
  2. Çok ama çok merak ettim dinledigin şarkıyı..

    YanıtlaSil
  3. David...
    Dinlediğim şarkıyı çok merak etmişsin linkini yazıyorum
    http://youtu.be/9Pes54J8PVw
    Sevgiyle

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz...