Şu an bu kitap yorumunu Edith Piaf’ın o ruhu parçalara bölen, yerle bir eden sesini dinleyerek yazıyorum. Tıpkı hikâyedeki gibi, hikâyeyi okurken ruhumda oluşanlar gibi…
Kitap üç bölümden
oluşuyor.
-Arayış
-Yürüyüş
-Giriş
Hikâyelerin
ortak noktası psikolojik baskıyla oluşan şiddet! Bunu bize bir kadında, bir
hayvanda ve de toplumsal cinsiyet meseleleriyle anlatıyor sevgili Irmak.
Kitabı
okurken o kahramanlardan biri gibi düşmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Kimi zaman
Leyla kimi zaman Nilgün, Ela, Aslı, Alev, Nuriye, Osman ve de yerde perişan bir
şekilde yatan Zeliş oluyorsunuz.
“Arayış”
bölümünde kahramanı Fikret’in eşinin bir anda ortadan kaybolmasıyla eve gelen
polis memuruyla diyalogları bana Suç ve Ceza da Raskolnikov ‘u komiser Porfiry
Petroviç’in psikolojik olarak sıkıştırmasına benzettim. Acaba dedim içimden
“eşini mi öldürdü”...Orasını da anlatmayacağım siz de okuyun diye...
Hikâyedeki
içsel konuşmalar en sevdiğim yerlerdi. Bazı kitap okuyucuları içsel konuşmaları
pek sevmez ama benim en sevdiklerimdendi. İçsel konuşmaya bir örnek vereyim. “Şakayık,
dediklerine göre yerinin değiştirilmesini sevmeyen bir çiçektir. Kökleri
toprağın altında alabildiğince genişler, o yüzden dikerken öteki bitkilerle
aralarına belli bir mesafe koymak gerekir. Rüzgârdan oradan oraya savrulan bir
yaprak olmaktansa şakayık olmak daha güvenli. Fikret’i hep şakayık olduğunu
düşünürüm” diyor Leyla.
İki insan
evli bile olsalar kafalarındaki dünyanın çok farklı kapılara çıktığını ve karşı
tarafın hiç bir zaman o kapılara bakıp empati yapıp keşfetmek istemediğini açık
bir dille anlatıyor hikayede sevgili Irmak...
Leyla’nın
dediği gibi elimin dokunuşlarını emanet olarak, güven verici olduklarını
söyleyenlerden alıp uzatıyorum ve sımsıkı sıkıyorum cümlelerini Sevgili
Zileli’nin...
Kahramanı
Leyla’nın kağıt toplayıcısı Osman ile konuşmalarında şaşkınlığını gizleyemeyerek,
okuruyla oyun oynayan yazarlara benzetmesi; bana hikayede de hayal ya da gerçek
olup olmadığını düşündürdüğü anların olması “ içimden sevgili Irmak bizimle
oyun mu oynuyorsun” dedirtirdi.” Bazı okur oyuna katılmakta direnir” Ben de
gönüllü olarak zevkle oyuna katılmaya karar veriyorum. Her okuduğum kelimenin
aklımın sınırlarını zorlamasını izliyorum ikinci bir göz gibi...
Hikâyenin
kurgusunu çok sevdiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Yazan ellerine, hisseden
kalbine ve kurgulayan, düşünen aklına sağlık sevgili Irmak.
Alıntılarım 📚
✔” Unutmak” insanın bilerek yapacağı
bir şey değil ki. Syf .51
✔...gözlerinizi kapatsanız da
gerçeklerden kaçamazsınız. Syf.57
✔...zaman zaman hayatınızdaki
insanların yerine geçip onlar gibi düşünmeye çalışın.Syf.91
✔...geçmişi geri döndürmenize gerek
yok, çünkü o zaten burada. Geçmiş geçmişte değil, şimdi ve burada, aramızda. Syf.
109
✔Geçmişin gölgesindeki bir şimdi
yanılgı değilse nedir?
✔Anlatıcı olmazsa hikâye de yok. Hatta
gerçek diye bir şey de yok. Gerçek ancak anlatılırsa var. Syf.130
✔ İnsan kendini asla gerçekten göremez. Bunun için bir başkasına
ihtiyacı var. Syf.133
✔...özünde her insan yalnızdır. Bunun
farkında olmayanlar debelenip dururlar, kendilerine bir eş ararlar ya da bir
grubun parçası olmaya çalışırlar. Syf.144
✔...hepimizin ruhunu
sakatlamışlar.Syf.155
✔️ İç içe geçmek sana ölüm gibi
geliyor, birinin içinde erirsen yok olmaktan, bir başkası senin içinde erirse
mutasyona uğramaktan korkuyorsun. Syf.164
✔ Okur olmakla yetinmeliydim. Peki ben
ne yaptım? Dünyayı beş duyuyla hissetmenin cazibesine kapıldım.Syf.181
✔ Gerçeğin de aslında birinin kurgusu
olduğunu bir türlü anlamıyor insanlar. Syf.184
✔İnsan evliyken de kimseye ait
hissetmeyebilir. İki yabancı olabilirsiniz pekâlâ. Bir ülkenin vatandaşı olmak
ama oraya ait hissetmemek nasıl mümkün oluyorsa, öyle. Syf.202
✔Bazı kelimeler bazı insanların
üzerinde emanet gibi durur. Syf.205
✔İnsan birine sahip olmadan da
sevebilir onu. Syf.213
✔İnsanın kim olduğunu bilmesi
sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Syf.215
✔ İkinci bir göz herkes için gerekli.
Bir yazarın okuru seçmesi gibi. Her okurun fikri önemli değildir ama
bazılarının ne düşündüğünü bilmek ister.
✔İnsan ne acayip bir yaratık. Sevginin
sahip çıkmakla değil, sahip olmakla ilgili olduğunu sanıyor.Syf.267
✔...insan bazen kendinden kaçtığı için
sığınır birine.Syf.272
✔Hangisi daha özgür?
✔Bir bekleyene muhtaç olan mı, yoksa
her an çekip gitme ihtimalini taşıyan mı? Syf.274
✔Hayat, öngörülemez bir şey, sadece
insan değil. Syf.300
✔...bunca deneyimi bünyede tutup hem
de onlar yokmuş gibi algılamak dünyayı. Ah bunu bir becerebilsem! Syf.303
✔Tanımadığım, hayatımda hiç görmediğim
kişilerin acısını duyabilmeyi bana edebiyat öğretti. Syf.309
Gölgesinde
Everest Yayınları
335 sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz...