24 Şubat 2022 Perşembe

FREUD- PSİKANALİZ ÜZERİNE


“ İnsanlar vardır, hayatlarındaki aynı tepkileri düzeltmeye başvurmadan, kendilerine zarar vereceklerini önemsemeden yineleyip dururlar ya da amansız bir yazgının yakalarını bırakmadığı duygusunu yaşarlar; oysa titiz bir inceleme gösterir ki, ilgili yazgıyı bilmeden başlarına saran kendilerinden başkaları değildir.”


 Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud 5 Mayıs 1856 tarihinde küçük burjuva bir Yahudi ailede dünyaya gelmiştir. Freud, babasının ikinci evliliğinden doğan ilk çocuktur. Çocukluğunun büyük bir bölümünü Viyana’nın Yahudi gettosunun küçük mahallelerinde geçirmiştir. Aile içerisinde küçük yaşta farklı bir çocuk olduğu anlaşıldığı için annesi ve babası tarafından hep el üstünde tutulmuştur.


1873’te Gymnasium’dan başarıyla mezun olduktan sonra Viyana Üniversitesi’ne yazılmıştır. Felsefe ve bilim dersleri almıştır ama ne olacağına dair bir kararsızlık içindedir.  O zamanlar bilim ve tıp alanında dünyaca ünlü bir fakülte olan Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gitmeye karar verir. Doktor olacaktır ama alan olarak neyi seçeceğine dair kararsızdır ta ki Josef Breuer’le tanışana kadar. Breuer’le çalışmaları,  ona psikanalize giden yolu açmıştır. 1885 yılında ünlü bir Fransız nörolog olan Jean-Martin Charcot’yla  Nöroanatomi öğrencisi olarak çalışmak için Paris’e giden Freud, Viyana’ya döndüğünde bir muayenehane açarak Nörolog olarak çalışmaya başlamıştır. Ona gelen hastaların bir kısmı gerçek nörolojik hastalıklara sahipken büyük bir çoğunluğu fizyolojik bir temeli olmayan nevrozlardan şikâyetçidir.  Freud’un, uyguladığı iki yöntemi vardı: Elektroterapi ve düzenli rejimin uygulandığı Weir Mitchell sistemi. Bu iki yöntem de Freud’un çok da aklına yatmaz ve daha etkin bir tedaviler arayışına gider. Freud,  Breuer’den    Bertha Pappenheim’a uyguladığı duygusal boşaltma yöntemini dinlemiştir. 1887 yılı sonunda kendisi de bu yöntemi uygulama yoluna gider.  Bu yöntemde hastalar hipnotize edilerek trans halindeyken belirtilerin ortaya ilk çıktığı aşamaları hatırlamaları istenir. Hipnoz altında bir anlamda ipuçlarından yola çıkarak parçaları birleştirme yoluna gidilir. Bir dedektif gibi ipuçlarının yolunu takip eder Freud.  Ne yazık ki bazı durumlar nedeniyle her hastayı hipnotize edemez. Hatta ortadan kaldırılan belirtiler bir müddet sonra tekrar ortaya çıktığını görür. Freud, hipnoz yöntemini askıya alarak serbest çağrışım yöntemini kullanmaya başlar.


Freud, Psikanalize Giriş Seminerleri’nin 29. dersinde düş kuramının psikanalizin tarihçesinde özel bir yer içerdiğini ve tarih de bir dönüm noktası oluşturduğunu belirtir. Psikotik bir öznenin düşteymişçesine yaşadığını saptar. Psikozda abartmaların ve yanılsamaların bulunmasının yanı sıra arzuyu gerçekleştirmek için dış gerçeklikten de vazgeçildiğini, hastalık belirtilerinin sönmesi durumunda da öznenin geçmiş yaşantılarını bir düş görmüşçesine anlattığını görür. Düşü göreni, açık düşün izleniminden özgün kılmaya, dikkatini düş içeriğinin bütününden alıp tek tek parçalarına yöneltmeye ve bu parçalardan her biriyle ilgili olarak aklına gelen çağrışımları bildirmeye davet edilir, parçalardan her birini göz önünde tuttuğunda kendisinde ne gibi çağrışımlar uyandığını açıklaması istenir. Önceki günden kalan anı kalıntıları ve imaların peşine düştük mü, çokluk bir anda, hayli uzaklara kaymış düş dünyasından çıkıp kendimizi hastanın gerçek yaşamında bulabiliriz. Hastadan düş içeriğindeki açık seçikliği ve duygusal gücüyle dikkatini çeken öğelerle ilgili olarak çağrışımlara daha kolay ulaşır. Ama hasta gelen çağrışımları açığa vurmadan şöyle de tepki verebilir: Bu çağrışımların düşle uzaktan yakından ilgisi olmadığını hatta aklına geldiği için söylediğini belirtir.


1896 yılında babasının ölümü ile kendi kendini çözümleme yoluna başvuran Freud, kendi teorisini, psikanalizi geliştirmeye başlar.  Kendi kendini analiz ederken kullandığı rüyaların çoğunu “Rüyaların Yorumu”  kitabında yazmıştır. Bu analiz sonucunda, Oedipus Kompleksini öne sürmüştür.  Bu kompleks psikoseksüel gelişim kuramının ‘Fallik’ döneminde ortaya çıkar. Erkek çocuğun anneye aşırı düşkün olup, babanın yerini alma isteği içinde olması durumudur. Elektra Kompleksi ise kız çocuğun babaya aşırı düşkün olup, annenin yerini alma isteği içinde olmasıdır. Cinsel çatışmaların ortaya çıkardığı karmaşıklıklar bebeklik ve çocukluktaki duygusal değişimlere ışık tutmuştur.  Rüyaları yorumlamak ve daha iyi anlamak için yeni yöntemler geliştirmiş ve bilinçdışının çeşitli oluşumlarını kendi icat ettiği terimlerle açıklama yoluna gitmiştir. Ve böylece modern psikoterapinin öncüsü olan psikanaliz yöntemini geliştirmiştir.


Psikanaliz, insanlardaki çocukluk yıllarına dair unutkanlığı ortadan kaldırmıştır.


Avusturya’nın işgal edilmesi sonucunda Nazi zulmünden kaçmak zorunda kalan diğer bilim adamları gibi Viyana’dan ayrılarak Paris’e oradan da İngiltere’ye gitmek zorunda kalmıştır ve Freud,  geride birçok eser ve çığır açan düşünceler bırakarak 1939’da Londra’da hayata gözlerini yummuştur.


 Bu kitap, Freud’un 1915-1917 yılları arasında geniş bir dinleyici kitlesine vermiş olduğu temel psikanaliz konferansları üzerinden kaleme aldığı son araştırmalarını ve bulgularını içeriyor. Freud bu eseri ile o zamanlarda daha henüz yeni bir alan olan psikanalize ilgi göstereceğini beklediği “aydınlar topluluğuna” yönelmiştir. Kendisinin de aktardığı gibi bu derslerde, sadelik, tamlık ve bütünlük görünümü uyandıracak diye özverilerde bulunmaktan kaçınmak, sorunları bütün çıplaklığıyla ortaya koymak, boşlukları ve güven duygusu uyandırmayan noktaları yadsımamak başlıca amacı olmuştur. Psikanaliz Üzerine Yeni Araştırmalar ve Bulgular, Freudcu analiz konusunda bilinmesi gereken temel ve özlü bilgiler içermesi bakımından vazgeçilmez değerde bir anahtar kitap olma özelliği taşımaktadır.

! Zavallı Ben’in durumu daha da kötüdür, aynı zamanda sert tabiatlı üç efendiye birden hizmet etmek durumundadır, onların istek ve taleplerini birbirleriyle bağdaştırmaya çalışır. İlgili üç zorba bey de dış dünya, Üst-ben ve Es’ten oluşur.
! … belli deneyimler edinmemiş hiç kimse psikanaliz konusunda konuşma hakkına sahip değildir.
! Düş konusunda bizim bir şey öğrenmemizi sağlayan düş değil, düşün yorumudur.
! Kendini disiplin altına almak, kişiyi hasta yapar.
! …düş bir isteğin gerçekleştirilmesi amacına yönelik bir denemedir.



 



2 yorum:

Hoşgeldiniz...