13 Ekim 2010 Çarşamba

CANIM ARKADAŞIM...Gidiyormusun?

Gidiyor musun?

Suluboya ile yaptığın evin duvarlarına dokunmaya, evin içindeki sesleri duymaya...
Doğurgan bir sessizlik içindeki, derenin kenarına tahta renginde boyadığın sandalyeye oturuyorsun.
Duyduğun ses sadece suyun şırıltısı, biraz çok biraz az...
Kim söyleye bilir akan suyla arkadaş olduğunu, sırlarını hep ona akıttığını, kimseler.Çünkü senden başka kimse olmayan resimdesin
Şimdi soruyorum ben, neredesin diye...
Çizdiğin resim mi seni içine aldı, yoksa böyle resim çizip içinde olmak mı istemiştin.Ayaklarında eski bir ayakkabı, sen giymekten bıkmadın ama o seni bırakmak için can atıyor.
"Neden her şeyi fazla sevsen, içini acıtıyor."


Susmaların çok olduğu için bazen dilsiz sanıyorlar aslında içinde binlerce cümleler kanat çırparken.Dinleyen yok...
Ah canımın içi, ah kanatsız kelebeğim şimdi gitme vakti diyorsun da. Gördüklerini anlat. Gittiğin yerlerden...
Yüksek bir dağın tepesine çıkıp, bağırmak, haykırmak, kollarını açıp çığlıklar atmak istiyorsun.
Gitmeliyim.
Gitmeliyim
Gitmeliyim diyorsun.

Biliyor musun?
Gözlerim taşıyor artık penceremden, gideceğini düşündüğüm zamanlarda.Sahi ellerin ne renkti senin, unuttum. Sadece gülünce gözlerindeki hüzünleri, çok iyi hatırlıyorum.Bu sıralar hatırlamamda canımı acıtıyor.Ne kadar hoşça kal dediysem sana, o kadar geri döndüm. Biliyorsun.

Uzaklardan bir arkadaşım vardı bir zamanlar, bana, gülmek ne kadar yakışıyor sana diyordu.Neden diye sorduğumda? Çünkü gamzelerin çıkıyor demişti. Ben işte o zaman keşfettim gerçekten yanaklarımda çukurlarım olduğunu. Daha önce hiç kimse söylememişti. Gerçekten vardı.Aynaya bakıp ne zaman gülmeyi denesem yanağımda ki çukurlarımı bulamıyordum. İşte yıllar sonra o çukurları tekrar gösterdin sen bana. Hayatın içindeki çukurlarımın üstünü örterek sadece yanağındaki kalsın dedin.
Gidiyorsun şimdi öyle mi?
Hep gideceğini düşündüğüm için, bugün sana sarılınca kendiliğinden aktı gözyaşlarım, ne yapayım engel olamadım.
Artık sizin sokaktan geçmeye cesaretim de yok. Çünkü ben o evi senli hatırlarken nasıl geçebilirim.Perdesiz camlara nasıl bakabilirim. İçim acır oturup ağlarım sizin evin önünde.(Artık sizin değil ama)Bu cümleleri yazarken bile kalbime ağrılar saplanıyor, nefes alamıyorum.Evimin bütün odalarını dolaştım, yine ağrıyor. Balkona çıkıp derin derin nefesler aldım iyi geldi biraz ve yine oturup senli cümleleri yazmaya karar verdim.


Ne çok anımız olmuş seninle, ne çabuk akıp gitmiş zaman.
Sanki daha dün gibi tanışmamız o saklı bahçede. Telefonunu almıştım ve bir türlü arayamamıştım.Ve aradan bir kaç ay geçmiş ve yine karşılaşmıştık, bu sefer mekân farklıydı.Sen karşılık beklemeden beni kahve içmeye götürmüştün.Şimdi anladım kırk yıllık hatırı olduğunu.Ne çok anı sığdırmıştık, o üç yıla.
Ben şimdi seni üç yıldan daha çok tanıyor ve seviyorum.
Ve gitme desem de gidiyorsun.

Senin için sadece kafandaki cümlelerin gerçekleşmesini diliyorum.
Her başlangıç yeni bir yolculuğu müjdeler… İyi yolculuklar canım…
Herşey gönlünce olsun...

13Ekim2010

9 yorum:

  1. Gönüller bir olsun yeter ki... Uzaklar yakın olur istenirse değil mi?

    YanıtlaSil
  2. eski bi anı geldi aklıma okuyunca seni...

    Günlerdir kedilerim kayboluyor
    Bu yüzden dokunmaktan korkuyorum saçlarına
    Kısa kelimelere sığmıyor uzun ayrılıklar
    Ne olursa olsun insan anımsıyor adını(elif)

    t.k

    YanıtlaSil
  3. Blogumda bir anket düzenledim, katılırsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
  4. Bu yazıya yorum nasıl yazılır ki?Giderken gözyaşlarım akmasın diye nasıl salak bir sevince boğduğumu ruhumu sana nasıl anlatabilirim ki?İlk defa gerçekten gitmek istemediğimi ama zorunluluk denen illetin bazen insanın elini kolunu bağladığını ben anladım,umarım sen hiç anlamazsın diye içimden geçirmenin nasıl bir ağırlık verdiğini kalbime hissettirmesem daha iyi ...İçi boşaltılmış bir beni, başka bir şehre sürüklemek zorunda kaldım ama ruhumun en önemli parçasından birini senin evindeki o masanın başında bıraktım,sakın unutma...Ben kahvemi elime alıp camdan dağları seyrediyorum,sende kahveni al ve denizi seyret.Ve benim ettiğim duayı et.
    "İyiki tanıdım seni,iyiki hayatımın en özellerinden biri oldun.Kırk yıllara karışacak dostluğumuz hiç bitmesin"

    YanıtlaSil
  5. Dost dostun ilacıdır. Donstluğunuz hep var olsun...

    YanıtlaSil
  6. Aysema...
    Öğretmenim uzaklar yakın olmuyor,sen ona sarılmak isterken
    sadece teselli olarak sesiyle yetiniyorsun...O da bir yere kadar...
    Dediğin çok dogru dost dostun ilacıdır....
    Tşk ederim...

    YanıtlaSil
  7. Ateşinsesi...
    Ne güzel bir dörtlük öyle...

    Günlerdir kedilerim kayboluyor
    Bu yüzden dokunmaktan korkuyorum saçlarına
    Kısa kelimelere sığmıyor uzun ayrılıklar
    Ne olursa olsun insan anımsıyor adını...

    Benim hiç unutmayacağım dostlarımdan biri o, onun için uzun uzun yazdım dediğin gibi kısa kelimelere sığdıramadım...

    Tşk ederim...

    YanıtlaSil
  8. Serap...
    Canım senin için hangi cümleyi yazsam içimdeki yerinin kelimesi yok...

    YanıtlaSil
  9. "Neden herşeyi fazla sevsen içini acıtıyor"
    Bu cümlede öyle takılı kaldımki..aslında cevabı basit ama genede sarsıcı.

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz...