3 Kasım 2009 Salı

KALBİN VE TENİN BÜTÜN İSTEKLERİ


Bir insan ne kadar kendinden kaçabilir ki....Ya da ne kadar sevebilir,sevmenin bir sınırı var mı?Varsa nedir?Neden sevmek,yalnızlıkla aynı anlamı paylaşır.Bazen kaçmak isteriz her şeyden,en başta kendimizden.En uzak yollarda nefes alacağımızı düşünürüz.Aslında insanın en güvendiği yer kendi içi midir?"Yalnızlık bile birileri varken anlamlıdır" diyen Onur Caymaz'a kulak vererek bulunabilir mi bu soruların cevabı...Ben denedim."Kalbin ve tenin bütün istekleri " kitabının sayfalarında gezinerek denedim .Hem cevaplar buldum hem de yeni sorulara boğuldum.Şimdi sizi de bu yolculuğa davet ediyorum.


Kitap adına uygun olarak kalbin ve tenin istekleri üzerinden gelişiyor. İç seslerin ve kaçışların çok olduğu ...
Sevgilerin geç kalınmış öyküleri. Hayatla ve kendileriyle sorunları olan, o sorunlarla mücadele ederken hayatın akışını kaçıran kahramanları var öykülerinin.Belki de tek bir kahraman:Genç bir adam;okuyan, yazan, cebinde şiir kitapları taşıyan biri...Öykünün içinde ne kadar olursa olsun eli ister istemez şiirsel kelimelere dokunmuş genç yazarımız. 
Kahramanları hep merhametli,nedense,en kötüsünde bile iyi şeyler bulabiliyorsunuz...
Öykülerinin dilinde dikkat çeken bir tarz var.Birbirleriyle pek alakası olmayan, nesnelleri sıralaması ve bu nesnelerin içinde aradığı cümleyi bulması... İnsan psikolojisini aktarmada dilin kullanımı dikkati çekiyor: Yoksul ve kenar mahalle insanları, kentin solgun arka yüzünde yaşayanlar; tinerci çocuklar, travestiler, lezbiyenler; yaşamın içinde bir ayrıntı olmaktan çıkarak öykülerin odağına yerleşiyorlar.


Kitapta önce yazarın kısa öykülerini topladığı iki ayrı
bölüm var."Sen Hep Beni Mazideki " bölümü;
-Kalbin ve Tenin Bütün İstekleri
_Rüzgarlı birgün
_Bazen Ayla öykülerinden oluşuyor.
Sevinç Çiçek Açınca bölümünde ise ;
_Mevsim Hep İlk Yazdı
_Un Kurabiyesi
_Cihangir'de Bir Batık
_Sarnıçtaki fareler yer alıyor. Sonra Gökyüzü Sineması adlı uzun öykü ile kitap devam ediyor.


Kitabın tamamı şiirsel bir hüzün duygusu ile yazılmış .Öyle hüzün kokusu doluyor ki içime,cümlelerin içinde gezinirken.Çok uzaklara gitme isteği geliyor .İki adım öteye gidemeden,gözlerdeki hüzünleri yakalıyorum,kelimelerde ,kımıldayamıyorum.Bir çocuğun penceresinden yaşama bakabiliyor sanki .Kahramanına "Abim, üzülme demişti anneciğe o zaman. Bu günler de geçer demişti. Bütün günler geçiyo ki?(s.28)?
"Pinokyo bi masal demektir. Masal yalancıktandır.(s.29) " dedirtebilmek bile buna çok güzel bir örnek değil midir?


Kitapta en çokta Gökyüzü Sineması'nda anlatılan Ferhat'ın öyküsü dokundu yüreğime.
"Ferhatın sevdiğiydi selma.Bir gece ansızın selmaya geldi.Kapıda bir çift fazladan ayakkabıyla karşılaştı.Kafasından kötü birşey geçirmek istemez gibi..Sevdiğini güzel uykusundan uyandırmak istemez gibi.Usulca durdu odanın kapısında...


O garip karanlıkda durup ikisinin çıplak bedenlerine baktı.Kendi iç aynasında gördü kendini..Masal olsun istedi.Masallar genelde yalandır ya..Deniz kıyısına varmış çocukluğunu,gökyüzü sinemasında izledi.Yüreğindeki acıları dindirmek için bir dost aradı yanında sadece ,acısının ortağı alkol vardı.İçtikçe içti,boş şişelerin dipinde aradı mutluluğu..Sonrasında akıl hastanesinde açtı gözlerini...Ferhat...
Ferhat başaramamıştı hiçbirşeyi,eli kocaman sıfırlarla doluydu.O çok sevdiği abisinin gözünde bile bir hiçden farkı yoktu.Hapishane,sanatçı meyhaneleri ve üstüne üstlük birde alkol tedavisi için hastanelerde yatmıştı.Hayalleri vardı,umutları vardı,hep bir yayınevi kurmak istiyordu.Herşey tek tek gitmişti,her yol başında birisi eksilmişti,hayatından..Geriye sadece kendisi kalmıştı.Sonrasında yanık dut dalından bir sazın sesi duyuldu uzaklardan:
''Şu dağlar kömürdendir/geçen gün ömürdendir/feleğin bir kuşu var/tırnağı demirdendir''




Sevdiğim ve kitap da altını çizdiğim diğer cümleler....
_Kokun şimdi kazağımın ilmiklerinden dökül...Beni sökül,bana dikil. (S.51)
_Sadece sana özel kelimeler bulduğumu düşünüyorum.Sadece onlarla konuşuyorum.S.52
_Kuşlar,gece olunca,nerede uyur kuşlar.Bir kuşun öyküsü nedir?Bir kuş maviye mi tutkundur da gider uçmalara.S.54
_Hiç birşey istemiyorum.Bana seni öğret yeter.S.55
_''Ne gel desem yakışık alır,nede geleyim mi diye sorsan..Sana sadece gelmek yakışır.''Kimbilir hangi roman cümlesi..
unuttum..S.49
_Aşmak.İnsan neyi aşabiliyor ki?Her yerde bir parçamızı bırakırken adını koyduğumuz şey değil mi?''aşmak'' S.104
_Sessizliğin adını seninle tamamladım.Seninle doldurdum boşluğun içini.Seninlen kırık bir köprüden geçtik
yürüyerekAlttaki
deli ırmağa aldırmadık hiç.Bir masala uyarladık kötü olan herşeyi....Masallarda herşey güzeldir.Masal yalan
olduğunu baştan söyler çünkü.S.58
_Bazı şeyler çarçabuk unutulup gider.Çünkü geriye kalan sadece yazıdır.Sadece yazı...S.77
_Odalar dolusu yalnızlık.Kimsesizliğin insanın burnunun kemiğinde sızlayışı...S.77
_Uçarken gökyüzüne çarpan kelebeklerdik hepimiz aslında...S.144
_Çekinirdik başkalarının gözlerine öylece gözlerimizi dikmekten.Karşımıza sorgu gibi dikilen bir çift gözün acısını
biliriz.S.144
_O çocukların umutlarından defterler yapardık,üstüne hayat yazardık.Üstüne aşk yazardık.S.145
_İnsan kendinden kurtulabilirmiydi ki?S147
_Herşeyin birgün biteceği duygusu o kadar yanımızda dururdu ki bizim ,mutluluk sadece küçük küçük görünüp
kaybolurdu.S.152
_Güvertede çocuk bir rüzgar,uzakta hep masmavi bir denizS.153
-Dökülen yapraklar.Sanki yıllar boyu hep sonbahardaydı,hep ayni yapraklar dökülüp dururdu o bahçeye..
Her gözünü açtığında unuttuğu zamanla
birlikte pencereden görünen o sarartı.S.133




Onur caymaz'ı ilk olarak şiirleriyle tanıdım.Şimdi okuduğum ve sizinle paylaştıığım kitabıyla da şairliğinden yazarlığına keyifli bir geçiş yaptım. Baskısını bulabilirsem diğer kitaplarınıda okumak için sabırsızlandığım Onur Caymaz'ı geç olmadan sizde keşfedin derim.




****Onur Caymaz'ı bana tanıttığı için canım arkadaşım Serap'a teşekkür ederim .

8 yorum:

  1. Onur Caymaz benim de çok sevdiğim bir yazardır. Serap'a da bahsetmiştim. Kendisini şahsen de tanırım. Çok genç, çok duyarlı ve çok yeteneklidir. Sanırım diğer kitaplarını okumadınız. Hararetle tavsiyem "Ezilmiş Leylaklar Kitabı"ndaki "Nokta" öyküsüdür, Serap da bahsetmişti okumuşsunuzdur. Bugüne kadar okudğum en duyarlı öykülerden biridir. "Seni Hatırlatan Yıldızlar" adlı romanı da çok güzeldir. Şu anda yeni bir roman yazıyor, sanırım 12 Eylül'le ilgili, ben sabırsızlıkla bekliyorum doğrusu ve Onur Caymaz okuyanlar arttıkça mutlu oluyorum yeteneğin takdir görmesi açısından.
    Sevgiler, bol kitaplı günler diliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Öyle güzel tanıtmışsın ki Elifciğim, neredeyse okumuş kadar oluyordum..
    Derhal alınması gerekli bence..
    Onur Caymaz'ı tanıtımı için sen arkadaşına, biz de sana teşekkür ediyoruz o halde..

    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  3. Elifcim böyle güzel bir kitabı tanıttığın için çok teşekkürler canım...okuduğum kadarıyla tam benlik bir kitap en kısa zamanda alıp okumayı düşünüyorum sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. güzel bir özet olmuş Elifcim...
    Devamını beklerim.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  5. alınacak kitaplar listesine ekeldim anladığım kadarıyla kendini bulmuşsun bu kitapta
    sevgiler tatlım :)

    YanıtlaSil
  6. Ben şimdi ne desem ki:::::)

    Onur Caymaz'ın öyküleri kesinlikle okunmayı hakediyor.Bende okuyayım bu kitabını daha yarıntılı birşeyler yazarım.

    Bu arada çok güzel anlatmışsın kitap hakkındaki izlenimlerini.Lütfen okuduğun bütün kitapları (bu kadar ayrıntılı olmasa da) anlat...

    YanıtlaSil
  7. Bende en kısa zamanda almalıyım Onur Caymaz kitaplarını, özellikle de bu kitaplarını.tavsiye için teşekkür ediyorum canım.

    YanıtlaSil
  8. benimde sevdiğim kitaplarda böyle kelimelerim vardır. :)

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz...